SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 312 >>

باب: استقبال الرجل صاحبه أو غيره في صلاته وهو يصلي.

102. Namaz Kılanın Namaz Kılan Başka Birine Doğru Yönelmesi

 

-وكره عثمان أن يستقبل الرجل وهو يصلي. وإنما هذا إذا اشتغل به، فأما إذا لم يشتغل، فقد قال زيد بن ثابت: ما باليت، إن الرجل لا يقطع صلاة الرجل.

Osman (r.a.) namaz kılan adamın karşısına geçilmesini mekruh görürdü. Namaz kılanı meşgul ederse onun karşısına geçmek mekruhtur. Meşgul etmediği durumlara ilişkin Zeyd İbn Sabit şöyle demiştir. "Namaz kılan birinin karşısına geçilmiş geçilmemiş aldırmam. Çünkü namaz kılan bir erkeğin önünde bir başka erkeğin bulunması onun namazını bozmaz."

 

حدثنا إسماعيل بن خليل: حدثنا علي بن مسهر، عن الأعمش، عن مسلم، يعني ابن صبيح، عن مسروق، عن عائشة: أنه ذكر عندها ما يقطع الصلاة، فقالوا: يقطعها الكلب والحمار والمرأة، قالت: لقد جعلتمونا كلابا، لقد رأيت النبي عليه السلام يصلي، وإني لبينه وبين القبلة، وأنا مضطجعة على السرير، فتكون لي الحاجة، فأكره أن أستقبله، فأنسل إنسلالا.وعن الأعمش، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة: نحوه.

 

[-511-] Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: Aişe (r.anha)'nın yanında namazı bozan hallerden bahsedildi. Köpek, merkep ve kadının erkeğin namazını bozacağını söylediler. Bunun üzerine Aişe (r.anha) şöyle tepki gösterdi: "Bizi köpek yerine mi koydunuz! Oysa ben, kıble ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem arasında yatağa yan gelmiş yatarken O'nun namaz kıldığını gördüm. Bazen bir ihtiyacım olurdu. Onun karşısına geçmek hoşuma gitmezdi, bu yüzden sessizce (yatağın ucundan) sıyrılıp kalkardım."

 

 

AÇIKLAMA:     (Bir erkeğin başka bir erkeğin karşısında namaza durması): namaz kılana doğru yönelmek mekruh mu değil mi? Ya da namaz kılanı oyalayan haller İle oyalamayan haller birbirinden ayırt edilir mi? Bu başlık,sorulara cevap aramak için konmuştur.

 

İbn Reşîd şöyle demiştir: "İmam Buharî, ne surette olursa olsun bir kimsenin namaz kılarken önünde duran bir kadının kendisini, Önünde bulunan bir erkek­ten daha fazla meşgul edebileceğini ifade etmek İstemiştir. Buna rağmen, bu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazına zarar vermemiştir. Çünkü, Allah Resûlu onunla meşgul olmamıştır. O halde, önündeki kadının kendisini meşgul etmediği kimselerin namazı da, kadının kıble istikametinde bulunmasından dolayı zarar görmez. Bu hüküm, erkekler hakkında ise evveliyetle geçerlidir."

 

باب: الصلاة خلف النائم.

103. Uyuyanın Arkasında Namaz Kılmak

 

حدثنا مسدد قال: حدثنا يحيى قال: حدثنا هشام قال: حدثني أبي، عن عائشة قالت:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم يصلي وأنا راقدة، معترضة على فراشه، فإذا أراد أن يوتر أيقظني فأوترت.

 

[-512-] Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Ben yatağında tam karşısına gelecek şekilde uyurken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılardı. Vitir namazını kılmak istediği zaman ise beni uyandırırdı. Sonra ben de vitrimi kılardım."

 

 

AÇIKLAMA:     (Uyuyanın Arkasında Namaz Kılmak): Mücahid, Tavus ve Mâlik uyuyan kimseye karşı namaz kılınmasını mekruh kabul etmişlerdir. Çünkü yatan kimse­nin üzeri açılabilir. Namaz kılanı meşgul edecek bazı yerleri görülebilir, İmam Buhârî'nin tasarrufundan anlaşıldığına göre, böyle bir tehlike olmadığı sürece yatan kimseye karşı namaz kılmak mekruh değildir.

 

باب: التطوع خلف المرأة.

104. Kadının Arkasında Nafile Namaz Kılmak

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن أبي النضر، مولى عمر بن عبيد الله، عن أبي سلمة بن عبد الرحمن، عن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم أنها قالت: كنت أنام بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم ورجلاي في قبلته، فإذا سجد غمزني، فقبضت رجلي، فإذا قام بسطتهما، قالت: والبيوت يومئذ ليس فيها مصابيح.

 

[-513-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi, Aİşe'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulu (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde uyurdum. Bu esnada ayaklarımı onun kıblesine doğru uzatırdım. Allah Resulü secde yapmak İstediği zaman, eliyle beni dürter, ben de ayaklarımı toplardım. Ayağa kalkınca ise tekrar ayaklarımı uzatırdım."

 

Hz. Aişe şöyle demiştir: "O dönemde evlerde lamba yoktu."

 

 

AÇIKLAMA:     (Kadının Arkasında Nafile Namaz Kılmak): Hadisin içeriği, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem­'in  kıldığı namazın nafile olduğunu göstermektedir. Çünkü Allah Resulü geceleyin evinde namaz kılmıştır. Malum olduğu üzere O, farz namazları, cemaatle camide kılardı.

 

Hz. Aişe'nin "O dönemde evlerde lamba yoktu" demesi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onunla meşgul olmadığına işaret eder. Allah Resulü'nün onun ayaklarını uzattığı yere secde etmek istediği zaman eliyle onu dürtmesi bu düşüncemize zarar vermez. Nitekim bu durum Ebu Davud'un nak­lettiği rivayette açık bir biçimde belirtilmiştir. Kadınların Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i meşgul etmesi, düşünülemez. Bunun gibi, kadınların kendisini etki­lemeyeceğinden emin olan kimseler, bu şekilde namaz kılabilir.

 

Önemli Açıklama: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu şekilde namaz kılması, daha önce geçen hadiste belirtilen Hz. Aişe'nin üzerinde bulunduğu yatağa doğru namaz kılmasından farklıdır. Çünkü Allah Resulü Hz. Âişe yatağın üzerindeyken namaz kılınca secde etmek için onun ayağını uzattığı yere ihtiyaç duymamıştır. Ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yatağın kenarında değil de, üzerinde namaz kıldığı ileri sürülerek söz konusu iki rivayetin anlattığı olayın aynı olduğu söylenmiştir. Nitekim İsmâîl bu görüşe meyletmişti. Ancak, rivayet­lerde anlatılan olayları birbirinden farklı olarak algılamak daha evladır.

 

باب: من قال لا يقطع الصلاة شيء.

105. Başkası Tarafından Yapılan Bir Fiil, Namaz Kılanın Namazını Bozmaz, Görüşünde Olanlar

 

حدثنا عمر بن حفص قال: حدثنا أبي قال: حدثنا الأعمش قال: حدثنا إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة. قال الأعمش: وحدثني مسلم، عن مسروق، عن عائشة: ذكر عندها ما يقطع الصلاة، الكلب والحمار والمرأة، فقالت: شبهتمونا بالحمر والكلاب، والله، لقد رأيت النبي صلى الله عليه وسلم يصلي، وإني على السرير، بينه وبين القبلة مضطجعة، فتبدو لي الحاجة، فأكره أن أجلس، فأوذي النبي صلى الله عليه وسلم، فأنسل من عند رجليه.

 

[-514-] Aişe (r.anha)'nın yanında namaz kılanın önünden geçen köpek, merkep ve kadının namazı bozacağından bahsedildi. Bunun üzerine o, şöyle dedi: "Bizi merkeple köpeğe mi benzettiniz! Allah'a and olsun ki, ben, kıble ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem arasında yatakta yatarken, onun bana doğru namaz kıldığını gördüm. Bazen bir ihtiyacım hasıl olurdu. Ona karşı oturup, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i rahatsız etmek istemezdim. Bu yüzden ayak ucu tarafından yavaşça sıyrılıp yataktan çıkardım."

 

 

AÇIKLAMA:     (Başkası Tarafından Yapılan Bir Fiil, Namaz Kılanın Namazını Bozmaz Gö­rüşünde Olanlar): Bu hadisle amel edip etmeme konusunda âlimler farklı yo­rumlar yapmışlardır.Tahâvî ve daha başka âlimlere göre, Ebu Zerr'den nakledi­len hadis ile buna benzer diğer rivayetler, Hz. Âişe hadisi vb. ile neshedilmiştir. Ancak, neshin iki olayın zamanının bilinmesi ve iki olayı uzlaştırmanın mümkün olmaması durumunda gerçekleştiği söylenerek bu görüşe itiraz edilmiştir. Zaman bakımından meseleye baktığımız zaman, olayların tarihinin saptanması imkan­sızdır. İki olayı uzlaştırmak ise mümkündür. İmam Şafiî ve diğer âlimler, Ebu Zerr hadisinde geçen namazı kat' etme ifadesini, namazı bozmak olarak değil de, namazdaki huşûu azaltmak olarak tevil etmiştir. Nitekim bu rivayetin râvîsinin köpeğin siyah ile takyid edilmesini sorması ve ona siyah köpeğin şeytan olduğu şeklinden cevap verilmesi de bunu destekler. Malum olduğu üzere, şeytanın namaz kılanın önünden geçmesi, namazı bozmaz. Nitekim bu konuda "Sahih-i Buhârî'de "Namaz için kamet getirildiği zaman şeytan döner gider, ka­met bitince kişi ile nefsi arasına girer." hadisi gelecektir. "Namazda Bir Şey Yapmak" başlığı altında ise, "Şeytan karşıma çıktı ve bana saldırdı" hadisi nakle­dilecektir. Nesâî ise Hz. Aişe'den Allah Resûîü'nün şöyle dedi­ğini nakletmiştîr: "Onu yakaladım, yere yatırıp boğdum." Bu hadiste şeytanın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin namazını bozmak için geldiği söylenemez. Bize göre İmam Müslim'in rivayeti, namazın neden bozulduğunu açıklamaktadır. Buna göre şeytan, bir ateş parçasını getirip Allah Resulü'nün yüzüne vurmak istemiştir. Sadece namaz kılanın önünden geçmek ile onun namazı bozulmaz. Bazılarına göre Ebu Zerr hadisi tercih edilir. Çünkü Hz. Âişe hadisi ibaha bildirmektedir.

 

Bu yorumlar, iki hadisin birbirine zıt olduğu esasına dayanır. Oysa iki riva­yeti uzlaştırmak mümkündür. Kısaca bu rivayetler arasında herhangi bir çelişki yoktur.

 

Ahmed İbn Hanbel şöyle demiştir: "Namaz kılanın önünden siyah köpeğin geçmesi, namazı bozar. Merkebin veya kadının geçmesi ise tartışmalıdır." İbn Dakîki'l-iyd onun bu sözünü şu şekilde izah etmiştir: "Ahmed İbn Hanbel siyah köpeğin namazı bozduğunu gösteren hadislere aykırı bir hadis bulamamıştır. Ancak Mina'da merkebinin üzerinde namaz kılanların önünden geçen İbn Ab-bâs'tan nakledilen hadis, merkebin namazı bozacağına dair hadisle çelişir. Aynı şekilde bu konuda zikredilen Hz. Aişe hadisi de kadının namaz kılanın önünden geçmesinin namazı bozacağı hükmü ile çelişir."

 

(Ona karşı oturup, Allah Resûlü'nü rahatsız etmek iste­mezdim): Hadisin bu kısmı, oturan kadının, uyuyan kadından daha fazla namaz kılanın huşû'unu bozduğuna delil olarak getirilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, namaz kılanın zihninin dağılması, karşısındakinin hareket edip etmemesine bağlıdır. Buna göre, namaz kılanın önünden geçmek, daha çok namaz kılanın zihnini dağıtır. Hz. Aişe (bir rivayette) şöyle demiştir: "Ayağa kalkıp Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önünden geçmekten hoşlanmazdım. Bu yüzden sessizce kaya­rak yataktan ayrılırdım." Anlaşılan o ki, Hz. Âişe, sadece önünden geçme anında değil, her ne surette olursa olsun, kadının namazı bozmayacağı görüşündedir.

 

 

حدثنا إسحق قال: أخبرنا يعقوب بن إبراهيم قال: حدثني ابن أخي ابن شهاب: أنه سأل عمه عن الصلاة يقطعها شيء؟ فقال: لا يقطعها شيء، أخبرني عروة بن الزبير: أن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت: لقد كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يقوم فيصلي من الليل، وإني لمعترضة بينه وبين القبلة، على فراش أهله.

 

[-515-] İbn Şihâb amcasına başkasının yaptığı bir fiil yüzünden namazın bozulup bozulmayacağını sormuş, o da şöyle cevap vermişti: "Haricî hiçbir şey namazı bozmaz. Urve İbn Zübeyr'in bana haber verdiğine göre Allah Resûlü'nün eşi Aişe (r.anha) şöyle demiştir: 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gece vakti kalkar namaza dururdu. Bu esnada' ben ise, onunla kıble arasında birlikte uyuduğumuz yatakta yatardım.

 

 

AÇIKLAMA:     (İbn Şihâb amcasına başkasının yaptığı bir fiil yüzünden namazın bozulup bozulmayacağını sormuş) İbn Şihâb'ın delil olarak kullandığı Hz. Âişe hadisiyle şu şekilde istidlalde bulunulmuştur: "Kadın namazı bozar" hadisi, kadının geçme, ayakta durma, oturma ve yatma hallerinin tamamını kapsar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önünde uyuyan Hz, Aişe'ye doğru namaz kılmasının sahih bir yolla bize nakledilmesi, yatan kadına karşı namaz kılmanın namazı bozacağı hükmünün neshedildiğini gösterir. Kadının diğer durumlarının namazı bozması da, buna kıyaslanarak artık namazı bozmayacağı şeklinde anlaşılır."

 

Ancak bu yorumun kabul edilmesi, kadının yukarıda bahsi geçen hallerinin birbirine eşit olduğunun İspat edilmesine bağlıdır. Nitekim bu husustaki tartış­malara daha önce işaret etmiştik. Şayet Hz. Aişe'den nakledilen hadisin, Ebu Zerr hadisinden sonra varid olduğu ispatlanırsa, bu durum, sadece kadının na­maz kılanın önünde uyumasının namazı bozacağı hükmünün neshedildiğine delalet eder. Yine de bazıları, buna rağmen bu hadisin delil olarak kullanılma­sına birkaç yönden itiraz etmiştir:

 

a) Kadının namazı bozması, namaz kılanın zihnini dağıtmasına yol açacak durumların meydana gelmesinden dolayıdır. Hz. Âişe, o dönemde evlerde lam­ba olmadığını ifade etmiştir. Böylece illetin ortadan kalkmasıyla birlikte ma'lûl da ortadan kalkar. Bir başka ifade ile, namaz kılanın zihnini dağıtacak durum söz konusu olmayınca, bu durumla ilgili olarak verilmiş hüküm de söz konusu ol­maz.

 

b) Ebu Zerr hadisinde kadın, mutlak olarak zikredilmiştir. Hz. Âişe hadisinde ise zevce vasfı ile mukayyed olarak geçmektedir. Bu durumda mutlak mukay-yede hamledilir ve şöyle denir: Namaz kılanın önünden kadının geçmesinin namazı bozması, fitneye düşme endişesi yüzünden yabancı kadınlarla takyit edilmiştir. Eğer namaz kılanın önünden geçen eşi olursa, bu durum namazı bozmaz. Çünkü eşi, zaten kendisinindir.

 

c) Hz. Aişe hadisinde anlatılan olay, bir takım ihtimallere açıktır. Ebu Zerr hadisinde ise, başka bir ihtimal düşünülemez. Çünkü bu hadis, genei teşrî' sade­dinde, yani herkese hitap eden dînî bir hüküm açıklanırken söylenmiştir. Nite­kim İbn Battal bu durumu şu şekilde izah etmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin. Hz. Aişe'ye doğru namaz kılması ona özgü bir durumdur. Çünkü hiç kim­se onun gibi nefsine hakim olamaz." Hanbelî âlimlerinden biri şöyle der: "Ebu Zerr hadisi ile onunla aynı manayı ifade eden sahih hadisler, sarih olmayan veya sarih olup da sahih olmayan bir takım rivayetlerle çelişmektedir. Bu du­rumda, sarih olan Ebu Zerr hadisi ile amel etmekten vazgeçilemez. Yani çeşitli ihtimallere açık olan Hz. Aişe hadisi ve onu destekleyen diğer hadislerle amel edilmez. Namaz kılanın önünden geçen ile kıble ve onun arasında uyuyan kimse arasındaki fark şudur: Namaz kılanın önünden geçmek haramdır. Uyuyarak ya da başka şekilde onun önünde durmak ise haram değildir. Buna göre, kadının namaz kılanın önünden geçmesi namazı bozarken, önünde hareketsiz durması ise namazı bozmaz."